Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Resmi Sitesi

Aşure

Bu haber 10 Eylül 2018 - 13:54 'de eklendi ve kez görüntülendi.

Muharrem ayına yaklaşıyoruz(11 Eylül 2018).Bilindiği gibi bu ay hicri takvimin ilk ayıdır ve onuncu günü ise “aşure günü”dür. Bu ay ülkemizin her yerinde büyük coşku ile yaşanır. Her an kapınız çalınabilir ve komşunuz güler yüzüyle size bir kase aşure getirebilir.

Aşure nedir? “Hud” suresinde de belirtildiği gibi Nuh Peygamber tarafından yaptırılan gemi Muharrem ayının onuncu gününde karaya oturmuştur. Rivayete göre, tufandan kurtulduktan sonra, gemide kalan son malzemelerle bir çorba pişirilmiş ve bu çorbaya “aşure çorbası” denilmiştir…

Aşure gününe ait başka İslami görüşler de bulunmaktadır: Aşure gününde Hz Adem’in tövbesi kabul edilmiştir; Hz. İdris peygamberi göğe çıkarılmıştır; Hz.Nuh Peygamberin gemisi karaya oturtulmuştur; Hz. İbrahim Nemrut’un ateşinden kurtarılmıştır. Hz Davud’un tövbesini kabul edilmiştir. Hz. Eyüp, sağlığına kavuşturulmuştur. Hz Musa, denizden kurtarılmıştır. Hz. Yunus, balığın karnından kurtarılmıştır. Hz. İsa göğe çıkarılmıştır. Gökler aşure gününde yaratılmıştır.

Buhari ve diğer kaynaklarda belirtildiği üzere Hz Muhammed,  aşure günü oruç tutulmasını tavsiye etmiş, kendisi de tutmuştur.

Bu güzel günlerle beraber, bu ayda, İslam aleminin en üzücü olayı da gerçekleşmiştir. İslam Peygamberi Hz Muhammed’in torunu Hz. Hasan aynı gün Kerbela’da şehit edilmiştir.

Anadolu’da aşure geleneği her yerde görülür. Aşure yapılır ve dağıtılır. İçine konulan malzemeler; dağıtım şekli farklılık gösterse de fakir zengin her evde aşure pişirilir ve en az yedi kapıya dağıtılır. Öyle ki en fakir olan hanenin bile cezve ile de olsa aşure pişirip dama, kurda kuşa, dökmesi gerektiğine inanılır.

Hatay’da tuzlu (keşkek) ve tatlı aşure birlikte dağıtılır. Denizli’de yakınlara keşkekle birlikte; uzaklara sadece aşure olarak dağıtılır. Uşak’ta çok güzel bir adet vardır, Aşure pişirildiği gün mahallenin dul ve fakir kadınları “üç tencere” diye adlandırılan yemeğe “ünlenirler” davet edilirler; yemekte çorba, et ve pilav bulunur, tatlı şüphesiz aşure olur.

Aşure kazanlarda pişirilir. Bazı tarikat mutfaklarında aşure “vav” şeklinde karıştırılır. Çoğu yerde, kurban kesenin mutlaka pişirmesi gerektiğine inanılır ve kurbanın etinden veya kuyruğundan bir parça da saklanarak aşureye ilave edilir. Aşure pişerken  “Yasin” okunur. Kimi yerde bütün okunan “Yasin” ,kimi yerde yarısı baştan diğer yarısı piştikten sonra veya dağıtım bittikten sonra okunur. Aşure piştikten sonra, kazanın üzerine bir sini kapatılır; siniye biriken aşurenin buğusu göze sürülürse, göz ağrısı çekilmeyeceğine inanılır.

Anadolu’da aşure geleneği olanca canlılığıyla yaşamaktadır. Öyle ki çok sevilen aşureyi bir ay boyunca her gün düzenli yiyebilmek için, Konya’da, bildiğim birçok apartmanda günler paylaşılarak her gün bir ev aşure yapmakta ve apartman sakinleri, bir ay süresince taze taze aşure yeme zevkine varmaktadır.

Aşure, mutfağımızın, malzeme ve renk cümbüşüyle en dikkati çeken yiyeceğidir. İçine konan malzemelerin çeşitliliği, bölgesel farklılıklarla değişiklik gösterdiği gibi, üzerinin narlarla, bademlerle, cevizlerle, yeşil fıstıklarla bezenmesi tok olan insanda bile yeme arzusu uyandırır. Bu yazımızda Hadiye Fahriye’den standartlaştırdığım İstanbul mutfağının aşuresini birlikte yapalım ve dağıtalım. Allah kabul etsin, efendim…

 

Aşure

3 su bardağı aşurelik buğday(dövme)

16 su bardağı su

½ su bardağı nohut

½ su bardağı fasulye

½ su bardağı bakla

½ su bardağı pirinç

½ su bardağı sarı üzüm

½ su bardağı hurma

2 yemek kaşığı nişasta

2 yemek kaşığı gül suyu veya biraz misk

2 su bardağı ceviz veya fındık içi

Yapılışı:

Buğdayı ayıkla, yıka. Akşam 16 bardak su ile bir taşım kaynat, sabaha kadar suyunda beklet. Fasulye, nohut, baklayı ayrı kaplarda su aynı şekilde kaynat, sabaha kadar beklet. Sabah buğdayı kendi suyuyla çekmişse su ilave ederek ateşe koy. Fasulye nohut, baklayı, yeni su koyarak yumuşayıncaya kadar haşla, kabuklarını soy. Üzümü, ikiye üçe bölünmüş hurmayı ayrı kaplarda haşla. Buğday yumuşayınca pirinci, üzümü, hurmayı ilave et. Bir taşım kaynayınca bakla, nohut, fasulyeyi ilave et. Şekerini birer bardak(sertleştirmemesi için ) kaynayınca tekrar birer bardak olarak dört defada koy. Karıştıra karıştıra (şekeri konunca dibini tutar)pişir. Koyulaşınca, nişastayı suyla ez ilave et. Bir taşım kaynayınca gülsuyu veya miski ilave et. Ateşten al, kaselere doldur. Üzerini dövülmüş ceviz veya fındıkla süsle.(Nar taneleri, kuş üzümü badem fındık fıstık da kullanabilirsin).

Nevin Halıcı
Nevin Halıcınevin@lokantacilarvepastacilar.org.tr

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.